Ana içeriğe atla

Güzelyalı İzlenimlerimiz

Güzelyalı Sahili'ndeki kahvelerin, kafeteryaların son on yılda büyük atılım gösterip günün her saatinde hizmet veren ve büyük kalabalıkları ağırlayan sosyal bir alan haline gelmesinin bir sebebi olduğunu düşünerek Yengen ekibi olarak tam tekmil teftişe gittik.

Yerel yönetimlerin destekleri ile belirli bir nizama oturduğunu düşündüğümüz ve karmaşa düzeninden, nizami yayılma düzenine geçen sahil şeridinin işletmeleri her geçen gün kendini geliştirmiştir diye düşünmüştük.

Toplamda yarım saat süren denetlemenin sonunda bir mekandan mutsuz ayrıldık, ilçe ve büyükşehir belediyelerini eleştirdik, halkımızın haline üzüldük ve yitip giden güzelliklerimize bakarak çocukluğumuzun güzel yalısına dalıp gittik.
 
Bakın 30 dakikalık maceradan yazacak ne kadar konu çıkarttık... 


Blogumuzu takip edenler bilirler. Yaz aylarında tesadüfen karşımıza çıkan çakma kumrucuda yaşadığımızı kaleme aldığımızda bunun bir yazı dizisi haline dönüşeceğini tahmin etmemiştik. Aradan zaman geçti sanırım 4-5 çakma kumrucuyu kaleme aldık. Kısacık Güzelyalı gezimizde de mecburen oturmak zorunda kaldığımız mekanın,  çakma kumrucu olabileceği korkusuyla söyleyemediğimiz kumrunun yerine bir kumpir söyleme gafletinde bulunduk. Neresinden tutupta nesini yazalım?
 
Mekanın adı Kumrucu İzzet. Uzun zamandır buralarda hizmet veren bir kafeterya. Samimiyetle itiraf edelim, son bir kaç kumru deneyimimizin vermiş olduğu kötü önyargı, kumru söylememize engel oldu. Belki de iyi oldu. Bekledik garson gelsin diye. Garson amca geldi masanın başına dikildi. Elinde bir kağıt bir şeyler yaparmış gibi yapıyor. Kumpir söylemek istiyoruz ama amca sanki siparişi almak istemiyor. 3 çeşit malzemeli kumpire, menüden seçim yapıyoruz. Seçimlerimizden birisinin olmadığını belirtiyor. Değiştirip veriyoruz. Kumpir 10 dakikada geliyor ama bizim verdiğimiz siparişe göre biraz farklı. Malzeme olmadığından yerine bir şeyler koydukları belli. Ama nezaketen de olsa değişikliği bildirmedikleri gibi, servisi yaparken değişikliği açıklama zahmetinde de bulunmuyor. Gelen kumpiri ise tarif etmek mümkün değil. Kötü kiyafetsiz bir açıklama olur.
 
Bu mekanı tercih etme zorunluluğumuz Güzelyalı'nın sahil kesiminde bulunan tek çocuk oyun parkının bu mekanın önünde olmasından kaynaklanıyor. Çocuklarımıza reva görülen parkı görünce Güzelyalı Mahalle Muhtarı, Konak Belediye Başkanı, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı nezdinde tüm parklar ve bahçelerden sorumlu kent ilgililerinin kulaklarını çınlatıyoruz. Güzelyalı'da işletmelere gösterilen ilginin onda biri çocuk parklarına gösterilseydi çok daha iyi yerlerde olurduk. Çünkü bu parkta sadece mini bir kaydırak, bir tahtıravelli, iki de salıncak var. Olmasa daha iyi dedirtecek cinsten. Çocuklar yoğun saatlerde sıra bekliyordur bir kez olsun sallanabilmek için.  
 
Bir diğer asap bozan konu ahalinin denize ulaşabilmek için çektikleri çile... Güzelyalı'nın sakinleri denize ulaşmak için önce önlerine kale suru gibi dikilen devasa ve bitişik nizamdaki yüksek binaların arasından bulabildikleri bir geçitten sahile çıkmalılar. Sonra kafeteryalardan ve çığırtkanlarından boşluk bulabilirlerse kateryaların nizami ve belediye gözetiminde işgal ettikleri yeşil alanı aşmalılar. Daha sonra geniş bir otopark bandını geçmeliler ve kara tarafı kaldırımına ulaşmalılar. Sonra kırmızı ışıktan* veya üst geçitten** karşıya geçip dar bir yeşil alanı aşıp sahil bandına ve denize ulaşabilirler. Ne kadar zor değil mi? Bir kente ihanet edebilmenin resmidir bu. Yapanları, izin verenleri nefretle anmak gerek.
 
Artık iş işten geçmiş. Bütün bu düzeni yıkıp yeniden yapamazsınız. Çünkü yukarıdaki paragrafta anlattıklarımızın çoğu ihtiyaç haline gelmiş. Ama hiç değilse bunları yaşanabilir düzeye getirmek çok mu zor diye sormak lazım.
 
İşletmelere verilen alanlar onları zapt-ı rapt altına almak ve sosyal bir ortam yaratmak için yapılmış olabilir. Güzelyalı Sahiline can vermiş olabilir Hepsini kabul edebiliriz. Ancak bütün bu işletmelerin biraz kontrol altında tutulmasını da sağlayabiliriz. Gıda ve hijyen anlamında bir kontrol olmadığı aşikar. Bari biraz kalite olsa.
 
* Sahil kesimindeki kırmızı ışıklar ve hatta kentin tüm ışıkları için ayrı bir yazı kaleme alacağız.
** Güzelyalı Üst Geçiti'nin işlevsizliği üzerine bu yazıya ekleme yapacaktık ancak çok uzun olacağı için ona da ayrı bir yazı kaleme alacağız.
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Sadık Bey Semtinin İsmi Nereden Gelmektedir?

Konak'tan Güzelyalı'ya giderken Vali Konağı ile Köprü durakları arasında yer alan durağın adı Sadık Bey durağıdır. Susuzdede Tepesi'nin kuzey doğusunda Türk Koleji ve Hakimiyet-i Milliye İlkokulu'nun tam arasında kalan bölgededir.  Civarda Sadık Bey'e ait bir heykel bir meydan veya bir sembol yoktur.  Peki kimdir Sadık Bey ve neden bir muhite adını vermiştir? Buyrun beraber okuyalım...

Bir Zamanlar İzmir | Palet Restaurant

Palet Restaurant, 2000'li yıllara girmeden mecburen hayatına son vermiş İzmir'e renk katan bir işletmeydi. Kordon'da Alsancak İskelesi'ni geçtikten sonra limana yakın bir yerlerde denizin üzerine kurulmuş enterasan mimarisi ile sembolleşmiş bir eğlence merkeziydi...

İzmir’in Tarihine Bir Adım Daha Yakın

Fisun Yalçınkaya, İzmir Agorasını Kazı Başkanı ile birlikte gezip Milliyet Gazetesi'nde yayınladı. Bugünkü gazetelerde yer alan haberi sizlerle paylaşıyoruz. Belki bu vesile ile her gün önünden geçtiğiniz antik kenti bir kez gezmek istersiniz. Buyrun haberi olduğu gibi alıntılıyoruz... Gladyatörlerden, gemilere Roma günlük hayatına ışık tutan graffitileri, hamamı, kent alanıyla geniş ve zengin bir antik kent olan ve Total Oil Türkiye’nin desteklediği Smyrna’yı Kazı Başkanı DEÜ arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy’la birlikte gezdik ve çalışmalardaki yenilikleri dinledik...